13 Eylül 2016 Salı

Yeni Blog! Taşınıyorum

Merhaba arkadaşlar.
Buranın bana dar gelmeye başladığını fark etmem ile yeni bir blog açmaya karar verdim.Uzun  bir süredir aklımdaydı. Eski , saçma ve çocukluk yazılarımı her görüşümde ' Neden böyle bir şey yazmışım' diyordum.
Yeni bir blog açacağım. Bayan  Güve Kelebeği adıyla. Daha çok makale ve denemeler yazacağım. Ama yine film , dizi ve kitap yorumlarım da olacak.
Akşam blog yayında olur.Aynı şablon , aynı müziklerle.Blogu bayangvekelebegi.blogpot.com linki ile bulabilirsiniz.Kendinize iyi bakın , yeni adresimde görüşürüz!!
0

22 Mayıs 2016 Pazar

Kızıl Kraliçe - Viktoria Aveyard Kitap Yorumu

                                  
                                                         KİTAP KÜNYESİ:

Kitap Adı: Kızıl Kraliçe
Özgün Adı: Red Queen
Seri: Red Queen #2
Yazarı: Victoria Aveyard
Yayınevi: Pegasus
Goodreads: 4.11

Benim Yorumum:

Kızıl Kraliçe'yi okuyup yorumlayan o kadar çok blogger vardı ki insan istemeden de olsa kitabı merak edip , okuyası geliyor.Neyse şu kapağa bir bakaaaar mısınıııız.Gümüş bir taç ve kırmızı kan...Kapaktan zaten kitabı anlayabiliyorsunuz.
Öncelikle kitap o kadar harika ki.Gerek konusu , gerek karakterleri , gerek betimlemeleri tek kelimeyle muazzam.Ben Ütopik ve Distopik okumayı çok sevdiğim için kitabı baştan sona kadar büyük bir heyecanla ve merakla okudum.

Kitabı sadece tek kelime ile anlatacağım.İnsanların kanları ile sınıflandırıldığı bir sistem.

Ben okumanızı öneririm.Eğer Diatopik kitapları seviyorsanız Kızıl Kraliçe'ye bir şans vermelisiniz.

                                                            Puanlama



0

8 Mayıs 2016 Pazar

Kaptan Amerika Kahramanların Savaşı İnceleme Ve Düşüncelerim

Sonunda.Aylardır heyecanla beklediğim film vizyona girdi.Ben dün cumartesi günü , son seans akşam dokuzda gittim.Abim ve ablamda yanımdaydı ve onların film hakkındaki düşüncelerini çok merak ediyordum!
Başlamadan önce , yazımda bolca spoiler olacak.İzlemeyenler veya spoi yemek istemeyenler , tam şu anda yazıyı kapatsanız iyi olur.
Ben filmin daha farklı bir olay ile başlayacağını , çizgi romandaki gibi yerel bir okul veya siyasal bir büroda olan patlama ile başlayacağını falan düşünüyordum ama başlangıç gerçekten beni çok şaşırttı! Wanda..Vay be demiştim sahnede.
Film MCU'nun en iyi filmiydi bana göre.Senaryo , grafikler , aksiyon sahneleri dört dörtlüktü.Ama tabii biz son seansa gittiğimiz için filmi 3D izledik ve film boyunca gözlerim ağrıdı! Ayrıca Marvel zaten dövüş sahnelerinde kamerayı bilerek sallıyor , bu sahneler 3D'de çok hasarlı olmuş bana göre.Zaten gözlerimiz ağrıdığı için ve görüş sürekli sallandığı için dövüş sahnelerinden pek etkilenemedim.
Filmde en şaşkına döndüğüm sahnelerden biri şuydu ; Vision'ın alnındaki taşın ne olduğunu bilmemesi! Vision...Yapma adamım.Ayrıca kendisinin yemek yapmaya çalışması ve Wanda'ya karşı söylediği sözler , beni etkilemedi değil.

Tony Kaptan'ın haklı olduğunu söylemişti ama bana göre onun da haklı olduğunu düşünüyorum.Panik atak geçirip , Ultron gibi bir yaratık yapıp dünyaya salmış , bütün zırhlarını yok edip , Pepper tarafından terk edilmişti ve bu durumda yasayı imzalaması bana göre daha iyiydi.
Sıra T'challa ya geldi.Wakanda Kralı babası ile o sevimli sahnesinin ardından babasını kaybetmesi ve bunun sorumlusunun Kış Askeri olduğunu düşünüp peşine düşmesi hızlı bir olay oldu bence.Kıyafeti ise gerçekten çok güzeldi.O tırnaklarını istediği zaman çıkarıp , geri içeri alabilmesi benim çok hoşuma gitti.Kıyafetide vibranyum galiba.Yani Kaptan ona öyle bir soru sormuştu.
Clint'in emekliliğe ayrılıp , ailesine zaman ayırmaya karar vermesinin ardından böyle bir durum patlak verdi.Natasha ile karşı karşıya gelip , dotluklarının fazla sarsılmadığını görmek , içimi rahatlattı.Ayrıca tutuklanmasına rağmen Tony'e kafa tutması ve sürekli laf çarpıtması...

Eveet işte anlatmak için can attığım Spidey zamanı geldi.

Tony'nin ekibe onu da katmak için evine gitmesi ve May hala ile konuşması değişik bir detaydı.May Hala'nın da çok genç olması , gözümden kaçmadı.Tony'nin onun Spider Man olduğunu bilmesi ve kendi elleri ile diktiği o suiti bulması Peter'ı çok şaşırttı.Bende şaşırırdım şahsen.Karşınızda Iron Man , sizin gizli bir süper kahraman olduğunuzu bildiğini söylemesi , dehşete düşürür.
Her neyse Tony'nin fragmandaki gibi 'Pijamalı Çocuk' diyerek onu çağırması ve Peter'ın Kaptan'ın kalkanını alması sahnesi benim tekrar nefesimi tutmama sebep oldu.Fragmanı tekrar tekrar izleyip 'Acaba bu sahnenin sonrasında ne olacak' diye çok merak ederdim.Ayrıca Peter'ın o davranışları benim ve salonda bulunan diğerlerinin kıkırdamasına sebep oldu.Her ne kadar  Çok deneyimli olmaması ve genç olması küçük bir pürüz olsa da Scott'ın bacaklarına ağ dolaması ve Bucky ile dövüşmesi çok etkileyiciydi.
Sharon'n Peggy'nin cenazesinde yaptığı konuşma ve Kaptan ile öpüşmesi beni çok fazl şaşırtmadı.Zaten çizgi romanda aralarında bir ilişki olacaktı.Öpüştükten sonraki Bucky ve Sam'in onlara o şirin bakışları da en sevdiğim kısımlardan birisiydi.

Filmde Robert Downey Jr'ın gençliğini ve Tony Stark'ın annesi ile babasının nasıl öldürüldüğünü gördük ve açıkçası Tony'nin ailesini Bucky'nin yaptığını öğrendiği sahnedeki hali , o gözlerindeki ışıltının kaybolması , açıkçası beni derinden etkiledi.'Umrumda değil.o annemi öldürdü' kısmında içim kan ağladı resmen.
Kaptan'ın Arc reaktörünü mahvedip Bucky'i omuzlanması ile Tony'nin 'O kalkan sana ait değil.Onu babam yaptı' demesi ve Kaptan'ın kalkanı yere bırakması değişik hissettirdi.Bu hissi nasıl anlatabilirim bilmiyorum.Üzüldüm , ama bir nevi de şaşırdım.Kaptan ve kalkanı bana göre ayrılmaz ikili.Hatta Kaptan kalkanı olmadan uyuyamaz bence.Neyse.
Kaptan gibi bir insanın Amerika'yı ve dünyayı karşısına alması , gerçekten havalıydı.Ayrıca eski dostu Bucky'e olan bağlılığı çok etkileyiciydi.Her iki taraf haklıydı bana göre.Kazanan veya kaybeden olmadı.Aslında , daha çok Kaptan kazandı çünkü dostu artık yanında.Bir de takımının tutuklanması ve onları kurtarması var.
Filmin sonundaki after credits izleyemedim maalesef.Çünkü film bittiğinde saat neredeyse gece yarısı olmuştu , herkes ayaklanmıştı ve abim gidelim artık demişti.Keşke after credits'i izleyebilseydim.Neyse bu arada abim filmi bayağı beğendi , ablam filmin başlarında beğenmediğini ve saçma bulduğunu söylemiş , daha sonra Iron Man sahneleri ve aksiyonu görünce beğendi.
Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Sonraki yazımda görüşürüz.
0

29 Nisan 2016 Cuma

Shadowhunters 1. Sezon Yorumu

Selam Pandalar!

Ölümcül Oyuncaklar serisini biliyorsunuzdur.Hatta Kemikler Şehri adında başrollerde Lily Collins ve Jamie Campbell'ın yer aldığı bir adet filmi var.Yazıyı okumadan önce belirteyim diziye ait bir çok spoiler var.Eğer diziyi izlemek ve spoi yemek istemiyorsanız okumamanız önerilir.

Birkaç yönetmen düşünmüş taşınmış biz bunu bir de diziye çevirelim ve Bum! Shadowhunters ortaya çıkmış.
Ben kitap serisini henüz okuyamadığım için kendi düşüncelerimi aktaracağım.

Öncelikle oyunculardan ve rol yapma yeteneklerinden bahsetmek istiyorum.Başrollerde Vampir Akademisi'ndeki Dominic Sherwood , Disney Canavar Ve Kız'daki o kötü kız Katherine McNamara . Matthew Daddario ve Emeraude Toubia var.

Alec'i oynayan Matt'in oyunculuğu gayet iyi.Soğukkanlı ve güçlü bir hava katıyor.Role de gayet ayak uydurduğunu düşünüyorum.
Dominic'in oyunculuğunu da biliyoruz az çok.O da gayet iyi oynuyor.Emeraude desen zaten dizideki favorim.
Ama gel gelelim Katherine , onun oyunculuğu iyi diyemeyeceğim maalesef.Kendisinin oyunculuğu o kadar amatör ki.Gerek ses ton ve vurgulamaları , gerek mimik ve rol yapma olsun tek kelime ile berbat.Çok yapmacık bir havası var.Evet çok güzel , Clary'e de çok benziyor ama oyunculuğu cidden çok kötü , geliştirilmesi gerek.

Şimdi dizide bana göre bir kaç hata var.Olaylar çok hızlı gelişti.İzlerken 'Ne oluyor yaa?' demiştim.Alec bile bu hızı fark etti sanırım :D Ölümcül Oyuncaklar serisini okuyanların yorumlarına baktım ve onların dediklerini göz önünde bulundurursak dizinin kitap ile bir alakası yok.Hatta çoğu kişi filmi daha güzel buluyor , filminin kitap serisine daha bağlı bir şekilde olayların geliştiğini söylüyor!
Dizi senaryosundaki bir kaç hatayı da göz ardı etmek istemiyorum.Clary annesini arıyor ama sürekli
diğerlerinin başı dertteyken bile annesini kurtarması gerektiğini söyleyip , diğerlerine hizmetçileri gibi davranması , bana bencilce geldi.Bir de Clary'nin paranoyak babası var.Annesini kaçırıp , uyutuyor bunu.Daha öncelerde de Jace'i başka bir adam kılığına girip büyütmüş , eğitmiş.Bu kısım da biraz saçma geldi.
Jace ve Clary arasında dizinin henüz ilk bölümlerinde tensel bir çekim oluyor.Daha sonra birkaç kez öpüşüyorlar tabii.Ben bu tensel çekimi çok erken bulmuştum.Yani en azından birazcık daha geç yapabilirlerdi.
Clary ve takımı  birçok  fedakarlık ve dertten sonra Clary'nin annesini buluyor.O sırada Jace'in babası (!) orada.Onlarla birlikte gidiyor ve bir süre onlarla vakit geçiriyor.Ve hiç kimse o kişinin Valentine olduğunu fark etmiyor bile!

Hani eski bir Türk filmi vardır.Çift tam evleneceği sıra bir adam gelir ve 'Durun siz evlenemezsiniz.Siz kardeşsiniz.' der ya.Clary ve Jace'in de başına böyle bir olay gelecek.Valentine Jace'in ,Clary'nin öldüğü sanılan erkek kardeşi olduğunu iddia eder.Tabii genç çiftimizin kafası karışır ve birbirlerinden uzaklaşırlar.Bir de Alec'in Jace'e karşı hisleri var.Jace ve Alec birlikte büyümüşler ve Parabatia'lar.Yani aralarında çok özel bir bağ var.Ama Alec bu bağı biraz abartmış.Jace'e karşı daha derin şeyler hissediyor.Tabii bu duygularını dizginliyor ve yıllarca Jace fark etmiyor.Daha sonra Magnus Bane ile tanışıyorlar.Magnus Alec'i görür görmez zaten bir şeyler kıpırdıyor içinde.Ki Magnus'u oynayan oyuncu seçimi de çok iyi ve yerinde olmuş.Kendisi karakter kadar sempatik ve gizemli.
Alec ok ve yay kullanıyor.Jace'in kendine özel bir kılıcı var.Clary'nin de buna benzer bir kılıcı var.Ki kılıçları ışın kılıcına benzetmem , komik.Isabelle'in ise bileğinde aynı bileklik gibi taktığı , istediği zaman onu kamçıya dönüştürdüğü özel bir silahı var.En güzel silah kendisinde.Isabelle de çok taş hani.Neyse.
Dizi karakterleri çok sempatik.Clary dışında.Ama dediğim gibi her ne kadar oyuncusu güzel olsa da karakteri , diğerleri kadar benimseyemedim.Dizinin ikinci sezonu onaylanmışİzleyin , beğenirsiniz ama o kadar çok şey beklemeyin derim.Olaylar hızlı geliştiği için pek beğenmeyebilirsiniz.Bakalım ikinci sezon nasıl bir şey olacak.İkinci sezonu da izleyip bitirince İnşallah buraya sezonun yorumunu atarım.Hoşçakalın!.

0

28 Nisan 2016 Perşembe

Kaptan Amerika İç Savaş Hikayesi Ve Beklentilerim

Merhaba blog! Bugün 28 Nisan ve İç Savaş'a Yani Kahramanların Savaşı'na tam tamına sekiz gün kaldı! Günler ne çabuk geçiyor , sanki daha dün İç Savaş'a iki ay var diyordum.

Filmde o çok sevdiğimiz Yenilmezler ekibi ikiye ayrılıyor.Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Sanırım olaylar çizgi romandaki gibi gelişecek.Maalesef Secret Wars Civil War serisinin hepsini okuyabilmiş değilim ve olayları bildiğim kadarı ile , kısaca anlatacağım.
Yerel ilk okulda , veya da okulda , bir mutantın kendisini patlatması ile altı yüzden fazla kişi ölüyor ve bundan süper kahramanlar bir nevi suçlu tutuluyor.Devlet SHIELD 'daki süper kahramanlarının hepsinin kimliklerini halka açıklamasını istiyor.Böylelikle her kahramana bir nevi 'Nüfus Cüzdanı' hazırlanıyor.

Kaptan Amerika buna karşı çıkıyor.Çünkü Spider Man gibi kahramanlar kimliklerini açıklarsa kötü olur.

Bizim Tony Stark ise , hadi yapalım şu işi , diyor bir nevi.Sonra kendisine o 'Nüfus Cüzdanından' çıkarılıyor.Bir fotoğrafını bulabilirsem koyarım (bulamadı).

Aslında her iki tarafta haklıydı.Birden bire ikiye ayrılıyorlar.Sonra araya Thor'un sahte robotu giriyor ve işler daha da çığırından çıkıyor çünkü Robo-Thor Kaptan'ın tarafından birisini öldürüyor.

Film'de Stark'ın tarafında ; Black Widow , War Machine , Black Panther , Vision , Spider Man

Kaptan'ın Tarafında ; Winter Soldier , Falcon , Scarlett Witch , Hawkeye ve Ant Man var.

Daha sonra çizgi romanda Peter Parker kimliğini açıkladıktan sonra Halası May Hala vuruluyor.Bundan sonra da Peter her iki taraftan da hayır gelmeyeceğini düşünüyor , Tony'i bir güzel pataklıyor ve sonradan Punisher tarafından kurulacak gizli örgüte katılıyor.
Film hikayesini de anlattıktan sonra film ile beklentilerime gelelim.Aylardır beklediğim bir film ve gerçekten , gerçekten çok heyecanlıyım.Söylemeliyim ki çok koyu bir Marvel hayranıyım.

Filmin beni üzeceği kısım sanırım Peggy Carter'ın ölecek olması.Biliyorsunuz Winter Soldier filminde Peggy çok yaşlanmıştı ve hafıza sorunu vardı.Şimdi de Kaptan'ın bir tabutu sırtlanmış fotoğrafını görüp tekrardan içerledim.Her neyse.

Muhtemelen 'Sen hangi taraftasın? diyeceksiniz.Her ne kadar soranlara #TeamİronMan desemde aslında taraf tutmuyorum.

Bana kalırsa aslında Kaptan haklı.Kahramanlar kimliklerini açıklarsa çok fazla kötü şey olabilir.Ama Tony'nin açısından bakarsak o da kendince haklı.Her neyse sonsuza kadar #TeamStony

Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Bloguma üye olmayı ve yorumlarda hangi tarafta olduğunuzu söylerseniz çok sevinirim.Kendinize iyi bakın !

0

27 Kasım 2015 Cuma

Dizi İncelemesi ; Doctor Who

Doctor Who çok sevdiğim , izlemeye başladıktan kısa bir süre sonra hayranı olduğum bir dizi.Evet bir Whovian'ım (Doctor Who hayranlarına verilen isim.) Neyse ben başlayayım.

Dizi ilk olarak 1963'te başlamış.Bu yüzden en uzun süren bilim kurgu dizisi rekorunu elinde tutuyor.Dizi bu yüzden klasik sezon , modern sezon olarak ikiye ayrılıyor.Hal böyleyken her geçen yıl grafikler daha iyi hale geliyor.Henüz klasik sezonu izleyemedim.Ve maalesef klasik sezonda , ilk Doctor'un bölümlerinin bir kısmı kayıpmış.Yan taraftaki sevimli insan da ilk doktor oluyor bu arada.
Doktor , Galliffrey gezegeninden bir Time Lord'tur.İki kalbe sahiptir.Daha sonra Dalekler ile yapılan Zaman Savaşı'ndan dolayı evrendeki tek Time Lord olacaktır.

Dizi , Doctor'un , torunu (kızı da olabilir klasik sezonu izlemediğim için emin değilim) ile TARDIS ' i çalarak kaçmasıyla başlıyor.Daha sonra TARDIS dünyaya gelince bir sorun oluşuyor , dünyaya ayak uydurmak için şimdiki mavi polis kulübesi halini alıyor.Doctor'un hoşuna gittiği için daha sonra tamir etmek için uğraşmamış.Bence de bu hali çok güzel ve özgün bir tasarım.

Dizinin başlangıç hikayesini öğrendikten sonra modern sezona başlıyorum hızla.Karşımda Rose , izlediğim ilk bölümle plastik mankenlerden korkuyorum istemeden.
'Fantastic!' Nam-ı diğer Dokuzuncu Doktor'un sık sık kullandığı ve favori kelimesi.Bu arada her Doktor'un favori kelimesi var ona da değineceğim.Doctor Rose'u yanına alıyor ve olaylar başlıyor.Birazcık spoiler olacak bu yazımda.O yüzden kusurumu affedin , bu ilk dizi yorumu yazım olduğu için biraz heyecanlı ve acemiyim.Herneyse devam edeyim.Doctor , Rose'a uzayı , gezegenleri ve uzaylıları gösteriyor.Daha önce hiç tanık olmadığı olaylara karışıyor.Rose Doctor ile koşuştururken çok mutlu.Her mutluluk kısa sürer tabii.Rose'un mutluluğuda pek fazla uzun süremiyor maalesef.Rose'un Doctor'dan nasıl ayrıldığını söylemeyeceğim maalesef.O bölümü hatırladıkça içim bir buruklaşır , modum değişir hemen.İzleyin ve görün , duygusal dizi , film , nasıl oluyormuş.Adamlar ağlatacak cinsten şeyler yapmış.

Sonraaaa Doctor yeni yol arkadaşları edinir.Martha , Dona...Martha kendi isteğiyle Doctor'dan ayrılır , Dona ise istemeyerek. 'Doctor'Dona'nın ayrılığını da anlatamayacağım , en az Rose'un ayrılığı kadar üzücü bu ayrılıkta.Ama Doctor yoluna devam etmek zorunda.Ona ihtiyaç duyan insanlar, gezegenler var...
10. Doctor rejenersayon geçirerek yüzünü değiştirir.O an ki sözleri aklımıza ve yüreğimize kazınır 'I don't wanna go!'... Böylelikle 11. Doktor geliiir.İlk önce bir kız olduğunu düşünür , tüm duygusallıktan sonra o kısımda gülümsemeyi başardım.İlkler unutulmaz.Ben diziyi izlemeden aylar önce 11. Doktor'u tanıdım.O yüzden favorimdir kendisi. Bu Doktor'un favori kelimesi 'Geronimo!' . Öyleki ölüme giderken bile Geronimo demişliği vardır kendisinin.11. Doktor Amy'e çok değer verir.Çünkü rejenerasyon geçirdikten sonraki yüzünü ilk gören kişi Amy'dir.Ayrıca gelecek bölümlerde Amy'nin kızıyla evlenecek ;) Sonra aralarına Rory'de katılır.Kendisi Amy'nin kocası.Doktor bu ikisine çok değer verir.Daha sonra bu ikilide yollarını Doktor'dan ayırmak zorundalar.Bu ayrılığı söylemeden duramayacağım , küçük bir spoiler vereceğim , Rory boyut değiştirecek , Amy'de kocasını çok sevdiği için bile bile kendisi de gidecek.Ayrılıklarında ağladığım doğrudur.Ağlanmayacak gibi değildi zaten.Her neyse ,Doktor üzülür tabii ama her zamanki gibi yoluna devam etmelidir.Karısının , Amy ve Rory'nin kızlarının ondan bir isteği vardır.'Yalnız seyahat etme Doktor' .Doktor böylelikle yoluna devam eder.Daha sonra Clara ile tanışır.Onun hayatını kurtarır ve onu yanına alarak birlikte maceradan maceraya atılırlar. Doctor rejenerasyon geçirerek hayatta kalır.Bu Time Lord'lara özgü bir özelliklerden biri.Böylelikle yüzünü yine değiştirir ve 12.Doktorumuz gelir.Peter Capaldi'nin oynadığı sekizinci ve dokuzuncu sezonda yanında hep Clara vardı.Clara'da ayrıldı yaklaşık bir hafta önce.Kuzgunla yüzleşti ve bize bir kez daha cesur bir 'İmkansız Kız' olduğunu kanıtladı.Doğruyu söylemek gerekirse ölümünün çok basit olduğunu düşünüyorum ama üzülmemek elde değil ölümüne.Zira son konuşması hepimizin yüreğini burktu.
Vay canına ilk yorumumun bu kadar uzun olmasına şaşırdım.Umarım sonuna kadar okumuşsunuzdur.Size tavsiyem , ölmeden önce Doctor Who'yu izleyin.Birşey kaybetmez , kazanırsınız.
Diziye 10 üzerinden 9 ver,yorum.Hikaye güzel , karakterler güzel , grafikler desen her sezon daha da güzelleşiyor.Bu yüzden 9'u hakediyor.Neden 10 vermedin o zaman derseniz.Bazı minik noktaları mantıksız geldiği için bu puanı ideal buldum.Bir sonraki yorum yazımda görüşürüz..
0

16 Temmuz 2015 Perşembe

Kitap Tanıtımı :Seninle

Hepinize tekrardan merhabaa! Geçen haftalarda kütüphaneden aldığım ve okuduğum bir kitabı tanıtmak istiyorum,umarım beğenirsiniz. Kitap,Jasında Wilder'ın Seninle adlı kitabı.Kız karakterimiz ve oğlan karakterimiz var elbette.Bunlar nişanlılar ve birlikte fırtınalı bir gecede tatile çıkarlar.Tam geldiklerinde dışarıda tartışmaya girişirler.Nedeni de oğlanımızın kızımıza evlenme teklifi etmesi.Tabii kız daha erken olduğunu düşünüp kabul etmiyor oğlan da o soğukta diretiyor.Sonra bir de ne olsun? Oğlanın üzerine bir ağaç devrilir.Kız ağlar,pişman olur.Yanına gider elini tutar ama çocuk çoktaan ölmüştür. Yıllar geçer kız ve oğlanın abisı karşılaşır.Erkek kızı takip eder falan.Bunlar sevgili olur ama şunuda söylemek gerek.Kitab sonlara doğru gerçekten iğrençleşiyor.+18 kısımları gerçekten çok fazla.Halbuki ben böyle bir kitap olacağını bile düşünmemiştim.Kitab 16-17 lira civarı ama hakettiğini düşünmüyorum. Gerek kapağı,gerek arka kapak yazısıyla gerçekten çok masum bir kitaba benzeyen bu kitap, meğerse Grinin Elli Tonu kitabının kardeşiymiş.Her neyse bu kitabı anlatmamın nedeni ise kapaktakileri birisine benzetmem.En sevdiğim dizi yani Doctor Who'daki ölen çifte yani Amy Pond ve Rory Williams 'a benziyorlar ve bende en son okuduğum bu olduğu için anlatayım dedim.Gerçi erkeğin yüzü pek görünmüyor ama herneyse işte. Umarım beğenmişsinizdir.Ben şahsen eğlendim.Sonraki yazımda görüşürüüz..
0